CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor.
CHP lideri Özgür Özel'in açıklamaları şöyle;
Son süreçte yaşananlar sonrası demiştim ki bir darbe mekaniği işliyor. Hem İstanbul'a hem cumhurbaşkanı adayımıza darbe hazırlığıdır demiştim. İşte şimdi buradan 19 Mart günü Türkiye'nin bir sonraki cumhurbaşkanına Ekrem İmamoğlu'na girişilen darbe girişimini, İBB'yi bir kayyuma teslim etmemek için direnenlere, komşusunu oy kullanmaya teşvik eden bütün üyelerimize ve CHpP üyesi olmadığı halde, daha önce bize oy vermediği halde darbe girişimini görüp, bir pazar sabahı sokaklara dökülüp demokrasiye, çok partili demokrasiye milyonlara; o günlerden bugüne bu haksızlığa cesaretle nereye çağırsak oraya gelen milyonlara, milli iradeyi hiçe sayan cuntacıya karşı darbeyi püskürtenlere yürekten teşekkür ediyorum.
Bunun bir darbe girişimi olduğunu biliyoruz. Bu cuntanın karargahı Beştepe'dir. Sivil darbenin silahı yargı, mühimmatı yalan ve iftiradır. Bu darbe girişimi de milletin gönlünde destek görmemiş, tarihte de diğer darbeler gibi mahkum olacaktır.
Önüne gelene terörist diyenler, hırsız diyenler şimdi adı konulunca olayın, kızıyorlar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şimdi de 19 Mart'tan sonra cunta unvanını almış cuntanın başıdır.
Dipolam iptalinin imzası olanlrı tek tek irdeliyoruz. Bakın bir tanesini kazıyınca Sakarya Belediyesi'nde daire başkanı, kazıyorsun kendi diplomalarında şaibeler var, bakıyorsun diploma iptaline TÜGVA'cıyı atamışlar o da imza atmış.
İmamoğlu'nun diplomasını iptal edilen yazıya 'Acele edin bunlar resmi yerde kullanılıyor' diye. Yani diyorlar ki cumhurbaşkanı adayı olabilir acele edin. Bunların yaptıklarını şimdi tüm Türkiye ödüyor.
İstanbul'da seçim kazanıldı mazbata iptal edildi, 2 tane daha seçim kazandı bu kez diploma iptal edildi. Daha mahkeme devam ederken şirketlere, İmamoğlu'nun etrafındakilerin mal varlıklarına el konulup kayyum atanıyor. Oysa daha hiçbirşey sonuçlanmış, ıspatlanmış değil.
İBB'nin kiraya verdiği, reklamlar yayımlanacak olan oradan kent lokantasına çorba olacak, süt desteği olacak kaynaklara el koymaya kullanmaya çalışıyorlar. Bilbordlara kayyum atadılar. Nerede hukukun üstünlüğü, nerede mal güvenliği.
"BU DARBENİN TOPLAM MALİYETİ KİŞİ BAŞI 20 BİN TL"
19 Mart darbesinden sonra Mehmet Şimşek 45 milyar doları cayır cayır yakmak zorunda kaldı, döviz daha da yükselmesin diye. Borsa'da 31,5 milyar dolar zarar yazdı. Türkiye'nin risk primi 371'e yükseldi. Her vatandaşın cebinden şimdilik 20 bin TL çıktı. Bu darbenin toplam maliyeti kişi başı 20 bin TL.
"ASGARİ ÜCRETLİ 4 HAFTADA 1 GRAM ALTIN KAYBETTİ"
Darbeden önce, 4 hafta önce asgari ücret 6,5 gram altın alıyordu. Bugün 5,5 gram altın alınabiliyor. 20 binin dışında her asgari ücretlinin 1 gram altın kaybı vardır. Bugün 14 bin alan her emeklinin 22 bin TL alması için 100 milyar TL lazımdı, 17 katını İmamoğlu korkusu için yaktılar.
"MEHMET ŞİMŞEK HESAP VERECEKTİR"
Şimşek'e sorulunca 'Bu rezervler bugünler için biriktirildi' diyor. Yani bu paralar; çalışan, öğrenciler, emekliler için değil. Bu para Erdoğan'ın rakibini ekarte ederken doları bastırmak için, paniği önlemek içinmiş. Yapmasaydın bu işi. Girmeseydin bu kumpasa bu parayı emekliye, işçiye, çiftçiye verseydin. Onun için bu darbenin çok ağır maliyeti vardır. Hem demokrasiyi savunacağız hem de bu millete Erdoğan'ın rakibini saf dışı etmek için neler yaptığını nasıl dolar yaktığını anlatacağız. Buradan ilan ediyorum. Bir darbe vardır. Bu darbenin mali sorumlusu Mehmet Şimşek'tir, hesap verecektir.
36 KENTTE ZİRAİ DON FELAKETİ
Türkiye'nin dört bir yanında bir gecede aklınıza ne ürün geliyorsa don dolayısıyla yandı. Çiftçi dondan perişan oldu. Bu don çiftçiyi yakarken Şimşek'in yaktığı parayla çiftçinin yüzü gülebilirdi. Milletin vekilleri olarak her yere giden, ulaşan destek olan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Karşımızda kötü bir niyet ve akıl var. Devlet, para toplayan, silah taşıyan bir yapıdır. Ama adaletle yönetildiğinde senin benim malın güvencesidir. Gerçek hırsızları içeri alır.Para toplar, yoksula sahip çıkarsa adil bir vergiyse bu işte bunlar devleti devlet yapar. Devletin içinden adaleti çıkınca ama adaletsiz bir vergi sistemi, polisleri öğrencilerin karşısına diken, bayramlarda gençleri hapse koyan bu işler devleti çeteye dönüştürüyor. Gerekirse canımızı verdiğimiz Türkiye Cumhuriyeti'ni bu suç örgütünün elinden kurtarana kadar durmayacağız, yılmayacağız.
"İNSANI ERKEK OLDUĞUNU UTANDIRIYORLAR"
Vermiş eline pankartı doğumu nasıl yapılacağını söylüyor. Kadının ne yapacağı kadının bileceği iştir. Bu konuda laf söylemek hiç kimseye düşmez. Kadınların yerine karar vermeye son verin artık. İnsanı erkek olduğunu utandırıyorlar bunlar. O kadar söyleyeyim. Sağlık Bakanı 'Maçı sadece erkekler mi izliyor?' diyor. Kötü mesajı bile anlamamış. Bilgi dahi vermemişler.
"BİR SES DUYAN VAR MI AK PARTİ'DEN?"
Bir de bunun somutlaştığı yerler var ama. Bu AK Parti'nin yerine yazan çizen, yeri geldiğinde darbenin geleceğini söyleyen AK Parti'yi öven kişi; Üsküdar Belediye Başkanımız Sinem Dedetaş'a dönüp cinsiyetçi bir yaklaşımla hakaret etti utanmaz. Bahçelievler Belediye Başkanı olacak arlanmaz, ağır hakaretlerde bulundu. İzmit'te belediye başkanımıza hakaret ettiler. Bir ses duyan var mı AK Parti'de.
"VALLAHİ VARSA YETKİMİZ GERİ ÇEKELİM ARKADAŞLAR"
Hatırlayın Kadıköy'de bir belediye başkan vekilimiz; AK Partili kadın meclis üyesine 'dışarı çıkartın' diyor. Savcılık belediye başkan vekilini polis zoruyla evinden aldırdı, mahkemeye çıkarttı. Bu ülkede hukuk var, adalet var diyenlere söylüyorum. Bir tweet görmedim ya. Bir bakandan, kadın kollarından, bir paylaşım görmedim. Biz ise olayı duyar duymaz disipline verdik. Vallahi varsa yetkimiz geri çekelim arkadaşlar. Yeter ya yeter utanmaz adamlar. Biriniz bir tweet atın ya. Yok öyle kolay siyaset. Bu milletin yakasından düşeceksiniz. Ben yine bir AK Partiliye, MHP'liye hakaret edilmişse kendimize yapılmış sayarım.
YUSUF TEKİN' ÇOK SERT SÖZLER
Şimdi de sırada liseliler var. Bir bakın liseleri karıştıran ben miyim yoksa durduk yerde bu proje okullarına saldıran bu geri kafalı Milli Eğitim Bakanı mı? Aileleri tehdit ediyorlar, öğrencilerin fotoğraflarını çekiyorlar. Proje okullarda şu anda 85 bin öğretmen çalışıyor. Bu okullara girmen için en yüksek puanı alman lazım. Öğrencinin de öğretmenin de en iyisinin orada olması lazım. Eskiden öğretmenler 20 yıl başarılıysa bu okullarda kalabiliyordu. Bunu 4+4+4 yaptılar. Yusuf Tekin dün 6 bin öğretmeni okullarından kopardıklarını söylüyor. Bu Yusuf Tekin, bir yetkiyi kullanarak ölçmeden, sınava sokmadan, başarısına bakmadan Bakan kararıyla 6 bin öğretmeni atıyor, yerine 6 bin yeni öğretmen geliyor. Ortak özellikleri tek bir yandaş sendikadan gelmesi. Yap sınavı yarışsınlar. Ama sırf yandaş diye getiriyorlar. Ben Bornova Anadolu Lisesi'ne gittim. O okuldaki öğretmenlerimi 24 Kasım'da Anıtkabir'e çağırdım. Her siyasi görüşten öğretmenlerim vardı. Devlet dediğin 10 yaşındaki sabinin karşısına koyduğunu öğretmenin liyakatıyla ilgilenir, yandaşlığıyla değil.
Bildiğim bir şey var; devlet adilse, şefkatliyse kendine düşman yaratmaz. Bunlardan da terörist, düşman çıkmaz.
"GEÇMİŞTE 6. FİLO'YA KARŞI NAMAZ KILANLAR..."
Deniz Gezmiş ve arkadaşları ne kadar samimiyse Filistin davasında öyle duran solcularız. Geçmişte 6. Filo'yu denize döken bizim büyüklerimizdi. Onları karşılayan onlara doğru namaz kılanlar şimdi geçmişler Filistin'i savunur gibi yapmışlar. Bugün CHP yine bağımsız Filistin'in arkasında. Trump, Gazze'ye çökmeye gidiyor. Filistinlileri dağıtalım biri de Türkiye. Orası benim olsun diyor. Geçmişte Filistin'in ekmeğini yiyen birisi şimdi Trump'un talimatıyla Netanyahu'yla işi pişirirken, tehcire hicret süsü veriyorlar gazetelerden. Bu utanmazlara diyorum ki; size yazıklar olsun, yazıklar olsun!
BOYKOT ÇAĞRISI
19 Mart darbe girişimini görmeyenler var. Ben yandaş medyaya zaten bir şey demiyorum. Milletin gözünden gönlünden zaten düşmüşler. Ama gazetecilik yapmak isteyen kardeşlerimizi istihdam edip, görülmesi gerekenleri görmeyenler var. Bütün dünya İstanbul'u konuşacak, milyonlar mitinglerde buluşacak sen orada ölü taklidi yapacaksın. Buna karşı boykot başlattık. Listeler sitemizden takip ediliyor. Dünyanın en büyük yalanını attılar 'boykot tutmadı' diye. Medyayı ve yan şirketlerini cezalandırıyoruz. Bugünlerde bir toparlanma bekliyoruz, takip deceğiz.
Boykot ettiğimiz şirketlerinin çoğu 3 yıldır matrahsız. Tüm bu şirketleri millete hizmet etmeye bir kez daha davet ediyorum.
"TERÖRSÜZ TÜRKİYE" SÜRECİ
Kürt sorununda yeni bir süreç yürüyor. Adını koymaya korktukları, ne yapmayı istediklerini gizledikleri bir süreç yürüyor. Bize bir şeyler olacak destek verin diyorlar. Biz de Meclis'e getirin diyoruz. Adalet Bakanlığı ile DEM heyetinin atılacak yasal adımlar için bir araya gelecekleri duyuruldu. Bu görüşme eğer Meclis'e zemin yaratacaksa yapılmalıdır. CHP'yi suçlayanların bugün nereye geldiği ortada. Bu iktidarın demokrasiden, kardeşlikten, birlikte alacak bir nasibi olmadığını bildiğimiz halde MHP'nin tarif edilmesi zor tutumunu bir kenara koyarak CHP, geçmişte nerede duruyorsa, biraz önce özetlediğim şekilde aynı yerde durmaktadır. Şehitlerin gelmeyeceği, Kürt'ün, Türk'ün annesinin gözünden yaş akmayacağı her türlü müzakerenin, gayretin yanında oluruz ancak Batı'daki Kürtler belediye meclislerine alınarak İmamoğlu'na destek sağladı diyenlerin, düne kadar birbirlerine ip atanların, siyasi parti ile ilişki kurduk diye bize terörist yaftası yapıştırmaya çalışanların sadece milletimiz ikiyüzlülüğünü görsün. Biz 'Terörsüz Türkiye'ye destek oluruz ama sayın Bahçeli, sandıksız Türkiye istiyorlar, sen ona destek mi oluyorsun?
Erdoğan ceza aldı, şiirden ceza almasını doğru bulmadık. Hapis yatacağı yere giderken İstanbul'da belediye önünde miting yaptı, engellenmedi. Orada mitingle uğurlandı. Cezaevinde 30 bin ziyaret aldı diyorlar. Şimdi Ekrem Başkan'a gidene gelene laf ediyorlar. O geçmişte kötüledikleri, iktidara hizmet ediyor dedikleri, tarafsız değil dedikleri, iktidar olduğu, dokunulmazlıkları bu yargıyla mı kaldıracağız dedikleri dönemde ne kendisine ne bir gazeteciye, asla ve asla gizli suçları birlikte sorguladıkları işler yapılıp da bu zulüm de itibar suikastı da yapılmadı. Onun bugün ne yaptığına bakın. Aynı suçlamalar yapılıyor. Ekrem İmamoğlu'na, arkadaşlarımıza soruluyor, MASAK raporları çıkarılıyor bir tane kanıt yok. Tayyip Bey sürekli 'İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır' diyor ya, bunun kafasında bir tarafa oturtmuş. Şimdi sıra Ekrem'de diyor. Belediye olanakları bendeydi, şimdi Ekrem'de diyor. Bulacaksın diyor. Bu işi bilen benim diyor. Bu işi kuran benim diyor.